16.04.2011

Haute Couture

‘’ Bir gün annem bir beddua etti sonra ben kendimi Couture'ün içinde buldum. ‘’

     Şimdilerde eskisi kadar hatırlanmayan ancak vitrinlerden, çıkan moda haberlerinden aşina olduğumuz bir kavram " Haute Couture " Couture ile tanışma hikâyesi ya çocuklukta başlar ya da aklınızda o gece giymek isteyeceğiniz kıyafeti dünya kadar mağazayı dolaşmış dahi olup bulamadığınızda. Haute Couture (Türkçe okunuşu: otkutür) kişinin özel beğenisine göre tasarlanmış, özel tasarım elbise anlamına gelen ve Fransızca'dan dilimize girmiş bir moda terimidir. Tam karşılığı ise "ısmarlama"dır.
    Ben küçükken Couture diye bir kavramı bilmezdim lakin annem keser, diker, biz giyerdik. Bu tek benim anneme özgü bir durum değildi. Genelde o zamanın anneleri dikişten profesyonel olmasalar da anlarlardı. Bu zamanda düğme dikmeyi bilmeyen bir gençlik için hayli uzak bir durum. Böyle olması da aslında gayet normal çünkü düğme dikmeyi gerektirecek hiçbir neden yok ortada artık. Sadece 1 düğme için 3 geçerli neden sayabilirim.
Düğme dikmek yerine atıp yenisini almak bir tercihken diğer bir yol terzi bulup bunu diktirmektir ya da bu iki seçeneği de uygulamayıp, eğer sökük düğme makul yerde ise bir broş ile olay çözülmüştür.
Benim Couture ile ilk tanışmam anneannemin sandığındaki nişanlık ve gelinlikleri gördüğümde olmuştu. Tamamı elde dikilmiş saf ipek gelinliği el işi dantelle kombin edilmiş duvak yerine de şapka ile tamamlanmıştı. Gördüğüm kıyafet beni o kadar etkilemişti ki Couture elbise benim için her zaman saklanması ve diğer kuşaklara aktarılması gereken bir değerdi.
Bizim evde Couture'ün ev tipi uygulanırdı, herkesin bildiği terzi işiydi bize yapılıp dikilenler benim zamanında. Annem dikişten, okulunu okuduğu için son derece iyi anlayan biriydi. Aynı zamanda tasarımlar yapar, farklı kumaşlar bulur ve bunu uygulardı. Gel gelelim tüm bu keyifli çabaları benim kıyafetlerimin provalarında son bulurdu. Ben düzgün neredeyse kıpırdamadan ayakta durulması gereken provalarda ve özellikle etek boyu alınırken kendimi 18.yy dönemi aristoklardan sanırdım. Hayallerime öyle dalardım ki bu sayede annemi çıldırtmayı başarırdım. Bütün bir titizlikle dikilmiş ve bitme aşamasına gelmiş elbise ya da kaban -o dönem için dikilen her ne ise- benim beğenmedim kaprislerimle neredeyse ilk haline getirilene kadar sökülürdü. Hal böyle olunca annemde de dikiş hevesi kalmaz ama yine de annelik durumu ağır basarak sabırla işini tamamlardı. Bu sabrın ürünü olan kıyafetimi giydiğimde ise imrenerek bakan bakışları es geçmeyip kasıla kasıla ‘’ Annem dikti. ‘’ demek en sevdiğim kısmıydı. Hatırlıyorum da bu durum benim farklı ve özel hissetmemi sağlardı. Bir keresinde siyah ilkokul önlüğümü annem kendi tasarımıyla dikip kemerine kocaman bir fiyonk kondurmuştu. Okulun ilk günü herkesin ‘’ Çokkk güzeeel. Nereden aldın? ‘’ sorularına ukala bir gülüşle ‘’ Annem dikti. ‘’ diyerek cevap vermekten başım dönmüştü. Bir gün yine annem bana bir elbise dikmeye karar vermişti. O günün hayatımın mesleğini seçeceğim gün olduğunu bilmeden provamı oluyordum her zamanki huysuzluğumla. Dikilmiş elbisenin annem bitiş işlemlerini yapmadan son kez üzerimde deneyecekti ki ben söktürdüm. Artık sabır taşı annem çatladı ve benim couture ile içiçe olmamı sağlayacak temeli attı. ‘’ İnşallah bir gün bu işle uğraşırsın ve ne kadar zahmetli bir iş olduğunu anlarsın.‘’ dedi. Bu bedduayı öylesine içten söyledi ki ben birkaç sene sonra okuluna gitmeye başladım. Derken kendimi Haute Couture’ün içinde buldum.
     

         Mezuniyet ve düğün zamanı geliyor. Şimdi henüz tanışmamışlar için Haute Couture ile tanışma zamanı. Modada ki trend akışına bakacak olursak artık pret a porter
(hazır giyim) tercihinin özel günlerden günlük tercihlere kaydığını ve unutulan Haute Couture’ün ise kendini hatırlatmaya başladığını görmekteyiz. Daha önce hiç denemediyseniz bir takım endişeleriniz olabilir ısmarlama dikiş adına. Özellikle hazır kıyafetler ve marka garantili elbiseleri seçmek varken neden günlerimi harcayacağım ve sonunda ne çıkacağını bilmediğim bir yolu tercih edeyim diyebilirsiniz. Doğru ısmarlama dikiş ile tanıştığınızda Haute Couture’den vazgeçemeyeceğinize emin olabilirsiniz. Bir defa bulduğunuz hazır kıyafetle yetinmek ve ona göre takı ayakkabı aramak zorunda kalmayacaksınız. Kumaşını ve tarzınızı kendinize göre seçecek hatta öyle ki takınıza göre kıyafet modeli bile yaptırabileceksiniz. Bunların yanında kıyafet sizin ölçülerinize ve sizin isteklerinize özel dikilirken o gece gideceğiniz davette pişti ihtimalinden alıkonmuş olacaksınız. Tüm bunlar vakit ayırıp gideceğiniz provalarla sizi o geceye hazırlarken daha da özel hissetmenizi sağlayacak.
Bu sezon özel geceniz için yapmanız gereken bir Haute Couture atölyesinin kapısını çalmak.
Sizde sandıkta saklamak isteyeceğiniz özel tasarım ile el işi kıyafetle tanışmak istemez misiniz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder